Senin için ölmek ne güzel
Bütün yolların sana çıkması ne güzel yâr
Beni bu koca şehirde yalnız bırakma
Akşamın kızıllığında bul beni.
Ufkun denizle sarmaş-dolaş olduğu yerde kucakla.
Hani kan kırmızı ağlar ya gökler aydınlık tükenirken,
İşte ben ;
Göklerin yanağından süzülen gözyaşıyım yâr!
Ufukta kaybolan kuşların kanadında gözyaşım var.
Ey yâr!
Gecenin karanlığında bul beni.
Gecenin göğsü delik deşik olduğu demde kucakla.
Hani gecenin bağrı yanar ya perdeler çekilirken,
İşte ben;
Gecenin bağrındaki yangınım yâr!
Yıldızların ateşli alınlarında yangınım var.
Toprağın sıcak bağrında bul beni,
Toprağın sinesi parça parça olduğu demde kucakla
Hani toprağın içi sızlar ya tohum çatlarken
İşte ben ;
Toprağın içindeki sızıyım yâr !
Tohumların çatlayan bağrında benim sancım var.
Suçum sevmekse benim
Cezası sevdam olsun en karasından
Sürsünler beni
Fersah fersah uzaklara salsınlar
Boynumu vursunlar
Ömrümün üstüne binlerce kalem kırsınlar,
Ne çıkar...
-Ölümden ötesinde senin olman ne güzel yâr-
Sen ateşler yakıyorsun içimde ;
Ben külünden şiirler yazıyorum
Sen uzaklara atıyorsun
Ben vuslatın için ağıtlar yakıyorum...
Yüreğimde sancı
Yüreğimde hâr
Ben senin için yanıyorum yâr
Senin için Ya’kub gibi yanmak ne güzel.
Hasreti tac diye saçıma taktın,
Hicran avuçlarıma aktı bir duâ sonrası
Dualar yetmez oldu yâr !
Dualar yetmez oldu ...
Dönmemek için geriye
Bütün gemileri yaktım.
Korsan kalyonlarında ırgatlık yaptım.
Ben senin aşkın için dönüşü olmayan yollara girdim
Seninle başladığım bu yola yüreğimi verdim
Gün-be-gün kem bakışlar önünde bittim
Bir kutlunun gözyaşıyla büyüttüğü güller
Ölmesin diye
Bin defa ölmeye yemin ettim
Ben seni ölümüne sevdim yâr
Ölümüne sevdim.
Senin için ölmek ne güzel..